|
|
|
Halkevlerinin, 1950
Seçimi'nden sonra kapatılması Türkiye ölçeğinde olduğu gibi Bursa'da da
kültür ve sanat alanında önemli bir boşluğun doğmasına yol açmıştı. "27
Mayıs" 1960'tan sonra gerçekleşen özgürlük ortamında yeni çalışmalar
başlatıldı. Bu arada dönemin hükümeti, UNESCO'nun Ekim 1960'ta Paris'te
aldığı "Halkevlerinin yeniden açılmasına ilişkin" öneriyi yerinde bularak 5
/ 1066 sayılı kararname ile "Türk Kültür Dernekleri'nin kurulmasına karar
verdi. Böylelikle Bursa Türk Kültür Derneği de kısa zamanda oluşturularak,
Abdülkadir Aytı başkanlığında çalışmalarına başladı. Derneğe, günümüzde Halk
Eğitim Merkezi'nin bulunduğu yerdeki 13 metre uzunluğunda ve 5 metre
enindeki salon, lokal olarak verilmişti. İşte Bursa'nın başta tiyatro sanatı
olmak üzere, tüm kültür etkinliklerinde önemli bir yeri olan Oda Tiyatrosu,
sonradan 1963'de yeniden Halkevleri adını alacak olan Bursa Türk Kültür
Derneği'nin koruyucusu çatısı altında, bu salonda başladı.
Bursa Oda Tiyatrosu, Uğur Ozan Özen,
Nilüfer Belediyesi Yayınları, 2014
Derneğin
kuruluşundan kısa süre sonra, döneminin ünlü mizah yazarları arasında seçkin
bir yeri olan Yalçın Kaya, içindeki tiyatro tutkusunu paylaşacağı dostlar
arayışıyla yola koyuldu; 1961'de Faik Elitutar, Metin Kızanlıklı, Fuat
Söylemez, Mustafa Özcan, Ertan Binzet ve Selâmi Üney'le birlikte J.
Steinbeck'in Fareler ve İnsanlar adlı yapıtını sahneye koymak amacıyla
çalışmalara başlattı. Durumu Türk Kültür Derneği Başkanı Abdülkadir Aytı'ya
da açarak, onun da onayını alan genç sanatçılar bir "Tiyatro Kurulu"
oluşturdular ve başkanlığına Yalçın Kaya'yı getirdiler. Bu gençler için
tiyatro yapmak gerçek bir tutku halini almıştı. Prova yerleri yalnız
kendilerine verilen salon değil, bulunabilen her yer, hatta kimi zaman
Setbaşı Köprüsü'nün altı idi. Tiyatro Kurulu'nun duyurusu üzerine Gökhan
Mete, Erdal Özdür, Alpay İzer, Hatice Başaran, Nihal Tan, Adnan Yurtoğlu,
Cihan Sönmez,
Ömer Tuncer, Celal Cumurcul, Kutay Yalınalp kadroya katıldılar.
Böylelikle Bursa Oda Tiyatrosu'nun çekirdeğini oluşturan Bursa Türk Kültür
Derneği Tiyatro Kolu oluşturuldu.
Haziran 1961'de,
Steinbeck'in oyununun hazırlanmasında zorlukların ortaya çıkması üzerine, o
sırada Devlet Konseratuvarının tiyatro bölümünde öğrenimini sürdürmekte olan
Aykut Sözeri'nin katılmasıyla üç yeni oyunun provalarına başlandı: Harp
Sahası (E. O'Neill), Pusuda (Cahit Atay) ve Yalnız (H.Duvernois).
Böylece hazırlık çalışmalarını tamamlayan Bursa Oda Tiyatrosu, ilk olarak 20
Ağustos 1961’de, Aykut Sözeri'nin Yıldırım Tolga takma adıyla yönettiği Harp
Sahası oyunuyla, derneğin 13x5 metre boyutlarındaki salonunda, sanatçıların
ve derneğin katkılarıyla kurulan sahnede perdesini açtı. Bursa'da
gerçekten bir sanat ve kültür gelişiminin öncülüğünü yapmış olan Bursa Oda
Tiyatrosu'nun ilk açılışıyla ilgili izlenimleri
Metin Güven şöyle
değerlendirmektedir: "Bursa Oda Tiyatrosu çalışanlarının sergileri,
özlemleri giderek öylesine yoğunlaşmıştı ki, tiyatro sezonunu beklemeden 20
Ağustos 1961 günü üç kısa oyunla perde açıldı. Salondaki 20 seyirci,
oynayanların yakınları ya da Türk Kültür Derneği yöneticileri idi. Zaten
daha fazla seyirci gelmesine imkân yoktu. Çünkü salonda 35 kadar sandalye
vardı. Daha sonraki günlerde, sandalye sayısından fazla seyirci olunca,
komşu kahveden tanesi 25 kuruş kira ile sandalye alınmaya başlandı. O
zamanki adıyla Çınarlı Kahve de böylelikle hem kâr ediyor, hem de bu genç
gruba ve tiyatroya hizmet ediyordu."
Sahneye
konulmasındaki önemli zorluklara karşın, Ekim 1961'de Steinbeck'in Fareler
ve insanlar adlı yapıtı başarıyla sergilendi ve izleyicilerin beğenisini
kazandı. Bu oyunun hazırlanışı, genç tiyatrocuların özverili çalışmalarına
örnek olacak davranışarıyla doludur. Örneğin oyunun dekorları, genç oyuncu
Ömer Tuncer'in dedesine ait Süreyya Bey Çiftliği'nden getirilmişti.
Kazanılan başarı, onların tiyatro yapma azimlerini biledi; büyük ölçüde
etkili olan ekonomik zorlukların aşılabilmesi için, daha bir umutla, çareler
aranmaya başlandı. Bu güçlüğü aşmanın yolunu da, Bursa'da eğilim ve kültür
yaşamına önemli katkıları bulunan ve
Bursa Erkek Lisesi'nde biyoloji
öğretmeni Mehmet Ertan (Mehmet Abi) göstermiştir. O sıralarda ünlü tiyatro
adamı Ahmet Vefik Paşa'nın torunu Fahir Tezcan, Emlak Kredi Bankasının
müdürü olarak Bursa'da bulunmaktaydı.
Selâmi Üney'in anlatımına göre Mehmet
Ertan, kendisine Türk Kültür Derneği Başkanı olmasını öneren genç
tiyatroculara şöyle diyerek karşı çıktı ve aday önerdi: "Benim dernek
başkanı olmam bu tiyatronun düzenlenmesini sağlamaz ki. Ben öğretmenim; siz
ekonomik yardım yapabilecek bir başkan bulun, bu bankacı olmalıdır... Böyle
bir kişi de var, üstelik Ahmet Vefik Paşa'nın torunlarındandır. Ayrıca spora
da önem veriyor, kültür ve eğitime de önem verecek nitelikte bir kişi..."
Fahir Tezcan'ın başkanlık önerisini olumlu karşılamasıyla, başta Yalçın
Kaya olmak üzere tüm oyuncular, duvar yıkmaktan sıva yapmaya, dekordan
boyaya, elektrik onarımından tuvalet temizliğine, bütün çalışmaları
üstlenerek, sağlanan ekonomik olanakları değerlendirmekte birbirleriyle
yarıştılar. Böylece sahnenin yeri değiştirildi, bir fuaye yapıldı, sahnenin
arkasında soyunma ve makyaj odaları düzenlendi. Tiyatro, yeni sezonda
perdesini A. Çehov'dan Teklif ve A. Salacm'dan Margaritu adlı oyunlarla
açtı. Aynı zamanda Yalçın Kaya'nın girişimleriyle tiyatro kursları
düzenlenmeye başlandı. Bu kurslarda Devlet Tiyatrosu sanatçılarından Nihat
Akçan, Ejder Akışık, Yalın Tolga, Işık Toprak ve Atilla Fidem kurs öğretmeni
olarak görev aldılar. Kuruluşunun ertesi yılında Bursa Oda Tiyatrosu
artık tam bir profesyonel tiyatro düzeni içinde, pazartesi günleri dışında
her akşam oyun sahneliyor, pazar günleri de matine yapıyordu. Ayrıca
turneler düzenlemeye de başlamıştı; bunların ilkleri Balıkesir ve Gemlik
turneleridir. Bu arada Devlet Tiyatrosu sanatçılarından Nihat Akçan'ın
yönetiminde sahneye konulan Richard Nash'ın Yağmurcu adlı oyunu, tiyatronun
genç oyuncu kadrosunun yetkinliğini kanıtladı. Bursalı tiyatro severler
artık tiyatronun 2 liralık bilet parasını, o günlerin sanatçılarının
deyimiyle "Helâl olsun!" diyerek ödemekteydiler. 1963 yılında
toplanan ilk genel kurulunda, Türk Kültür Dernekleri'nin adı Halkevleri
olarak değiştirildi; sonraki dönemde Bursa Oda Tiyatrosu da bir süre Bursa
Halkevi'nin kültür kolu olarak etkinliğini sürdürdü. Bu dönemde genç sinema
ve tiyatro oyuncusu Oral Altay ile Erol İşgör ve Ferhan İçözü'nün
katılımıyla tiyatro daha da güçlendi. Fahir Tezcan'ın Bursa'dan
ayrılmasından sonra Bursa Halkevi'nin yönetimine Hasan Ceyhan, Mehmet
Taşkın, Dr. Fahir Komman, Gürbüz Akkök, Ekrem Azman getirildiler.
1964'te, sonradan Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu
Müdürü olacak olan Yalın Tolga, Albert Husson'un Benim Üç Meleğim adlı
yapıtını sahneye koydu; bu oyun, hemen her gece kapalı gişe oynadı. Daha
sonra Ertan Binzet tarafından John Patric'in Aceleci Kalp adlı yapıtı
sahnelendi; bunu Yılmaz Gruda'nın yönettiği Cahit Atay'ın Karaların
Memetleri izledi. Bu oyunun sahne dekoru, Bursalı ünlü
ressam Balaban
tarafından yapılmıştı. Bu dekorun ilginç özelliği, sahnedeki ağacın
gövdesinin bir yayıktan, yapraklarının ise tahta kaşıklardan yapılmış
olmasındaydı. Bu dönemde çevre il ve ilçelere turneler düzenlenmekte;
Bursa Cezaevi'nde hükümlülere oyunlar sergilenmekteydi. Hatta Adnan
Yurtoğlu'nun girişimleriyle cezaevinde 35 kişilik bir tiyatro kolu kurulmuş
bulunuyordu. Bursa Oda Tiyatrosu sahnesi, 1968 yılında Halk Eğitimi
Başkanlığı'na devredildi. Sahneye konulan son oyun, Kutay Yalınalp'la Metin
Güven'in birlikte yönettikleri R. Ferdinand'ın Kargalar Okulu adlı
yapıtıdır.
Kaynak: http://bgc.org.tr/ansiklopedi/bursa-oda-tiyatrosu.html |