Cemal Nadir doğduğunda Osmanlı Devleti’nin en zor 
	zamanlarıydı. Altı yaşına geldiğinde ikinci meşrutiyet ilan edilmiş, on iki 
	yaşında Birinci Dünya Savaşı başlamış, on sekiz yaşına geldiğinde ise 
	doğduğu şehir Bursa, Yunanlıların işgaline uğramıştı. 
	    Çocukluğundan 
	beri resme âşıktır. Bulabildiği her şeye resim çizmesi hamurunda sanatçılık 
	olduğunu gösteriyor. Genç yaşında ressam olma sevdasıyla çıktığı yolda, 
	devlet kesesinden geçinmeden yaşamak istemişti. Ne yazık ki günümüzde dahi 
	bu imkâna çok az insan kavuşuyor. Bedenini bitap düşüren kasnakçı çıraklığı 
	ve bir makinecinin yanında çıraklıktan sonra İstanbul’dan Bursa’ya gelen 
	mizah dergilerinin etkisiyle karikatür çizmeye başladı. 
	    Yaşı 18-19’a 
	geldiğinde tabelacı olmaya karar verdi. Yer olarak eski Sahaflar Çarşısı’nın 
	merdivenin hemen başında küçük bir dükkânı seçip tabelasına “Hattat ve 
	Ressam” yazması kimseyi şaşırtmaz. 1920-1922 yıllarında çizdiği karikatürler
	Diken dergisinde yayımlanmış, 
	ancak doğru düzgün para kazanamamıştır. 
	    1922 yılında
	
	Yunan işgali sona erdikten sonra ilkokullarda seyyar resim 
	öğretmenliğine başladı. En büyük derdi yine paradır. 1923’ten sonra 
	İstanbul’a gitti. 1924’ten itibaren 
	Akbaba, Guguk, Zümrüdüanka, Resimli Dünya, Papağan adlı dergilerde 
	karikatürleri yayımlanmaya başladı. Bir türlü ekonomik sıkıntıyı aşamayınca 
	yeniden Bursa’ya döndü. Eski meslekleri imdadına yetişti: seyyar öğretmenlik 
	ve hattatlık.
	
	     1928 
	yılında Akşam gazetesinde günlük karikatür çizmeye başlamasıyla birlikte 
	hayatında yeni bir sayfa açıldı. On beş yıl boyunca
	Amcabey başta olmak üzere toplumu eleştiren onlarca karaktere can 
	verdi. Hayatının son dört yılında 
	Cumhuriyet gazetesinin sayfalarında karikatürleri yayımlandı. Bu arada 
	birçok kitabın kapağında emeği olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.
	     
	                                   
	
 
	Amca Bey tiplemesi 
	
	    
	Ben, Cemal Nadir sergisinin küratörü
	
	Deniz Dalkılınç (d. 1973) 2013 
	yılından beri Cemal Nadir’in hayatını araştırıyor. Hakkında yazılanları 
	toplamakla başladı. Elindeki ilk bilgileri
	Prusa Şehrengiz’de, konuya derinleştikten sonra ortaya çıkan 
	bilgileri ise Bursa’da Yaşam’da 
	yayımladı. Gazeteler ve dergilerde tespit edebildiği binlerce karikatürü 
	arşivledikten sonra, Cemal Nadir hakkında yazılan kitap ve makaleleri kim 
	yazmış olursa olsun her cümleyi elekten geçirerek doğruluğunu sorguladı. 
	Cemal Nadir’in ayak izini takip ederek Bursa’nın sokaklarını arşınladı. 
	Aileye ulaştı. Yüzlerce fotoğraf ve belgenin kopyasını aldı. Cemal Nadir ile 
	ilgili yazılmış kitap, makale, ne varsa okudu. Bir zaman sonra kim Deniz 
	Dalkılınç, kim Cemal Nadir bilinmez hale geldi. Cemal Dalkılınç, Deniz Nadir 
	Güler oldu.
	    Cemal Nadir 
	ilk karikatür sergisini 1934 yılında İstanbul’da,
	
	ikinci sergisini Bursa Halkevi’nin 
	desteğiyle 24 Mayıs 1936’da açmıştır. Sergiyi İstanbul’dan Bursa’ya gelerek 
	ziyaret edenler arasında 
	Nâzım Hikmet de vardır. Üç gün sonra,
	Akşam gazetesinin 27 Mayıs tarihli 
	sayısında Orhan Selim takma adıyla yazısını yayımlamıştır.
	Ben, Cemal Nadir 
	başlıklı yazısında Nâzım Hikmet’in sergi sonrası İstanbul’a doğru 
	yola çıkmadan önce bir grupla 
	çekilen fotoğrafı da yer almaktadır. Bir 
	kişinin hayatını araştırırken, başka biriyle ilgili bilinmeyen bir fotoğrafı 
	veya bilgiyi ortaya çıkarmak araştırmacı için en büyük haz olur. Bu duyguyu 
	birkaç kere yaşamıştım.    
	
	
	 
   
	1936 Bursa Sergisi açılışı...soldan sağa: gazeteci Musa Ataş, Cemal Nadir, 
	Piraye, Manisa milletvekili Kazım Nami Duru, Nazım Hikmet.....en sağda 
	gazeteci Rıza Ruşen    (Deniz Dalkılınç arşivi) 
	
	    Sergide 
	Cemal Nadir’in gazetelerdeki orijinal karikatürlerinin yanı sıra Bursa ile 
	ilgili karikatürleri, aile albümü de bulunuyor. Tasarımcı Nejat Biçen, 
	eldeki binlerce karikatür ve fotoğraftan Cemal Nadir’in hayatının odak 
	noktalarını belirleyerek sergiyi gezen kişinin nefes alacağı alanlar 
	bırakmış. Böylece Cemal Nadir’i adını ilk kez duyan birinin dahi çok kolay 
	şekilde fikir sahibi olacağı başarılı bir sergi ortaya çıkarmış.
	 
	    Bundan sonra 
	yapılması gereken iki konu var. Cemal Nadir’in hayatının kitaplaşması ve 
	Cemal Nadir Güler Anı Evi’nin açılması.