BURSA' DA DİŞ HEKİMLİĞİ

1977-2000 Arasında Bursa'da Diş Hekimi Olmak

Dt. Turgut Arınel'in Anıları

Bursa'da Doktorluk

Bursa'da Eczacılık

Bursa'da Sosyal Hayat

 

 

                                                                                                         Dr. Alper Can

      20. asra kadar ülkemizde diş hekimliği eğitimi verilmediği için diş rahatsızlığı çekenlere sihir, büyü ve bitkisel ilaçlardan yardım alan halk hekimleri hizmet veriyordu. Diş çekimi, apse açımı gibi küçük cerrahi uygulamalar, bu işlere yatkın olan berberler tarafından yapılıyordu. 19. asırda eğitim almadan bu mesleği icra edenlere yönelik kısıtlamalar getirildiğini, eğitim almış kişilerin bulunmadıkları bölgelerde ehil görülen kişilerin vekaleten dişçi sayıldıklarını görüyoruz. 19. asır sonlarına gelindiğinde diş tedavilerini ağırlıklı olarak yurt dışında eğitim almış gayrimüslimler yapıyordu.

     Ülkemizde diş hekimliği eğitiminin başlamasını Maarif Meclisi İlmi Reisi olan Emrullah Efendi, Darülfünun Tıp Fakültesi dekanı Cemil Paşa (Topuzlu) ve Askeri Tıp Mektebi Küçük Cerrahi Muallimi Halit Şazi Bey (Kösemihal)’in Dişçilik Okulu 22 Kasım 1908’de kurmalarına borçluyuz. Nitekim bu tarih ülkemizde bilimsel diş hekimliğinin başlangıç tarihi kabul edilir ve her sene Diş Hekimliği Günü olarak kutlanır. İlk yıllarda üç yıl olan eğitim süresi 1926’da dört, 1964’te beş yıla çıkarılmıştır. Dişçilik Okulu’nun 1911’de verdiği ilk mezunlarının sayısı 43’tür. Hekim sayısının artmasıyla 1932 yılında 1. Milli Diş Tababeti Kurultayı düzenlenmiştir.
     Bursa’da diş hekimlerine ilişkin en erken kayıtları Hüdavendigar vilayeti yıllıklarında (salnameler) buluruz. 1906 yıllığı Bursa’da faal olan dişçi sayısını iki olarak verir ki ikisi de gayrimüslimdir.
(1) İki yıl sonra durum fazla değişmemiştir: Bursa’da faal üç diş hekimi vardır, hepsi gayrimüslimdir, hepsi Setbaşı ve vilayet çevresinde çalışmaktadır.(2)

      Bir sonraki kaynağımız, 1928’de kurulan Etibba Odaları kayıtlarıdır. Tabip Odalarının çekirdeğini oluşturan bu odalara hekimlerin yanında diş hekimleri, dişçiler ve eczacılar da üye olabiliyordu. Trakya’daki illerin yanı sıra İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bilecik, Bolu, Bursa ve Zonguldak illerini kapsayan Üçüncü Mıntıka Etibba Odası’nın 1933 kayıtlarına göre Bursa merkezde beş, ilçelerde dört diş hekimi vardı. (3) Merkezdeki hekimlerden ikisi askeri lise muallimi, ikisi askeri hekim ve sadece bir tanesi, Edip Rüştü Bey, Setbaşı’nda serbest diş hekimi olarak çalışıyordu. Edip Rüştü Akyürek (1904-1974), İstanbul Dişçilik Okulu’ndan mezun olduktan sonra Bursa’da serbest diş hekimi olarak çalıştı. Halkevi çalışmalarında etkindi.  
    Bursa’da çalışmış eski diş hekimlerinden biri Adil Onar (1901-1989 ?)’dır. Adil Bey'in babası Galip Paşa, II. Abdülhamit döneminin önemli bürokratlarındandı. Adil Bey ortaokul ve liseyi Erkek Lisesi’nde okudu, 1921’de  mezun oldu. Üç yıl sonra İstanbul Üniversitesi Dişçilik Okulu’ndan mezun oldu. Bir süre başka illerde çalıştıktan Bursa’ya taşındı. Muayenehanesi 1936’da vilayetin karşısındaydı.(4) Adil Bey, Haşim İşçan’ın valiliği sırasında kurulan Uludağ Güzelleştirme Derneği’nin genel sekreterliğini yaparak, stadyum ve Devlet Hastanesi’nin açılmasına katkı yaptı. Kurduğu eğitim vakfı maddi durumu yeterli olmayan öğrencilerin Erkek Lisesi’nde okumasına yardımcı oluyor.
          
                                            Dt. Adil Onar'ın muayenehanesi           

    Etibba Odası 1933 kayıtlarında Bursa’nın ilçelerinden Gemlik, Karacabey, Mudanya ve Mustafakemalpaşa’da birer hekim çalıştığı yazar. Permili dişçilerden Bursa’da üç, Gemlik ve İnegöl’de iki, Yenişehir’de bir tane vardı
.(5) Bursa’da bu denli az diş hekiminin çalıştığı bir dönemde, 1932’de yapılan ve ülkenin farklı kentlerinden 138 diş hekiminin katıldığı 1. Milli Diş Tababeti Kurultayı’na Bursa’dan hiçbir hekimin katılmamasını olağan karşılamak gerekir.

    1950 öncesi Bursa’da çalıştığını bildiğimiz hekimlerden bir diğeri Halil Zor (1920-2002’dur. Erkek Lisesi’ndeki öğretmeni Orhan Şaik Gökyay’ın etkisiyle edebiyata, komşusu Cemal Nadir’in etkisiyle karikatüre heves ettiyse de liseden sonra İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Yüksek Okulu’na girdi, Prof. Dr. Alfred Kantorowicz’in öğrencisi oldu.(6) 1947’de mezun olmasından sonra Bursa’da muayenehane açtı. Dt. Recep Aydoğdu, onun iş yerinin Devlet Tiyatrosu aralığı olduğunu hatırlıyor.(7) Ailesinin bağışıyla 2010 yılında Kent Müzesinde Halil Bey’in muayenehanesini canlandıran bir sergi açılmıştı.

              Halil Zor hasta başında                                Halil Bey'in muayenehanesi (sergiden)

    Ahmet Hamdi Yiğit (1872-1952) Işıklar Askeri Lisesi’nde felsefe öğretmenliği yaparken Bursa ile tanıştı. Asker olarak emekli olduktan sonra Dişçilik Okulu’na girdi. Mezun olunca Bursa’da muayenehane açtı ve 1952’deki vefatına kadar çalıştı. İş yeri Orhan Camii altında, İç Kozahan’a girilen köşedeydi.(8) Tevfik Hekimgil de 1945’ten sonra Bursa’da diş hekimliği yaptı. Muayenehanesi Tayyare Sineması’nın yanındaki İskender kebapçısının üstündeydi.(9)

          

     50’li yıllarda faal olan diş hekimlerinden biri adını tespit edemediğimiz H. Hüsnü. Işıklar Askeri Lisesi’nde muallimlik görevini tamamladıktan sonra Heykel’de Defterdarlık arkasında çalışıyordu. Nebahat Berksun’un izini bir reçetesinden sürdük: 1953’te Yeşil Caddesi No 43’te çalışıyordu. Bunlara şu isimleri de ekleyebiliriz: Amber Bey, Maksut Yalçınkaya (Altıparmak), Lütfü Kaya, Yücel Aktan (Setbaşı, Foto Yıldız üstü)(10),  Ersin Akyürek.
      Turgut Arınel, 1957’de Bursa’da muayene açmış. Yurt dışında ortodonti ihtisası yapıp 1966’da geri dönmüş. Uzman diş hekimi olmasına karşın kendi alanında pek az çalışmış oluşu ilginç. Sebebini şöyle açıklıyor: Bizim zamanımız ortodontide apareylerin hepsi müteharrikti (ağızdan çıkarılabilen), sabit apereyleri bilmediğimiz için çocuklar bunu doğru dürüst kullanmazdı. O nedenle Bursa’da ortodonti pek rağbet görmedi”.(11) Turgut Beyin eşi Engin Hanım da 60’lı yıllarda diş hekimliği yapan az sayıda kadından biriydi. Aynı  yıllarda kadın diş hekimi olarak iş yeri Cumhuriyet Caddesi’nde olan Hüsniye Bilsen’i ve Şehreküstü’nde çalışan Necmiye Taşöz’ü sayabiliriz.(12)
    1953 yılında Tabip Odaları Kanunu’nun kabul edilmesi üzerine yurt çapında 23 tane tabip odası kuruldu. Bursalı hekimler, diş hekimleri ve eczacılar Bursa-Bilecik Tabip Odası’na üye olmakla yükümlüydü. 1953’ten sonra bu odanın kayıtları bize yardımcı oluyor.

Odaya Kayıt Tarihi

Adı Soyadı

Doğum Tarihi

İş Adresi

1953

Ahmet Taşöz

1334/1916

Atatürk Cad. Yenal Pasajı

1953

Adil Onar

1334/1916

Çekirge Polis Karakolu karşısı

1953

Halil Zor

1336/1918

Tuzpazarı Alaca Sokak

1953

Necmiye Taşöz

1337/1918

Şehreküstü

1953

Şadi Aytürk

1927

Yeşil, 5. Uğurlu Sokak

1954

Feridun Balman

1926

Atatürk Cad. Hüzmen Ap.

1955

Erol Aysan

1934

Setbaşı Vergi dairesi yanı

1956

Ayten Uğuralp

1931

Çekirge

1956

E. Engin Arınel

1934

SSK Altıparmak Polikliniği

1956

Zeki Bilir

1931

Merinos Evleri İlkbahar Caddesi

1958

Turgut Arınel

1931

Atatürk Caddesi Petek Apartmanı

1960

Birnur Alper

1937

Atatürk Caddesi Taşkapı Sokak

1962

Abdullah Rekkalı

1936

İnönü Caddesi Gümüş Apartmanı

1962

Cem İldoğan

1936

Atatürk Caddesi No 20

1962

Osman Uygur

1925

Atatürk Caddesi Aksoy İşhanı

1963

Hürrem Oğuz

1933

Cemal Nadir Caddesi

1964

Engin Ayvaz

1938

Maksem Caddesi başında

1965

Ahmet İşler

1940

İnönü Caddesi No  72

1965

Hüseyin Özer

1945

Fevzi Çakmak Caddesi

1967

İsmail Özgörgen

1944

Tophane Kale Sokak

1969

Bülent Aktaş

1943

Altıparmak Caddesi Petek Apartmanı

1969

Coşkun Güçlüyıldız

1943

Setbaşı Akbank şubesi üstü

1969

Ahmet Tozak

1928

Kayhan Keresteciler Caddesi

                          Tablo 1:   Bursa-Bilecik Tabip Odası’na ilk kaydolan diş hekimleri
   
    Şimdi de 1950-1970 arasında diş hekimlerinin çalışma şartlarına bakalım. Kat Mülkiyeti Kanunu 1965’de yürürlüğe girince diğer kentlerle birlikte Bursa’da da betonarme apartmanlar hızla arttı. Bu tarihe kadar kagir binalar çoğunluktaydı, hekimler sıklıkla, sobayla ısıtılan, Türk Evi tipindeki binalarda çalışıyordu. Asansör sistemi neredeyse hiç olmadığı için zemin katlar ve birinci katlar iş yeri olarak daha çok rağbet görüyordu. Meslek odasına 1967’de kaydolan İsmail Özgörgen, 2000'li yıllara kadar böyle bir binada çalıştı.
                      
Tophane Kale Sokak'ta İsmail                                    İhsan Ünaldı'nın muayenehanesi
Özgörgen'in muayenehanesi                                   (Kaynak: Mümin Ceyhan Bursa Kütühanesi)

     Hekimler kullandıkları malzemeleri İstanbul’dan temin ediyorlar, bunun için 3-4 ayda bir gidip toplu alım yapıyorlardı. Bu iş için en çok Şark Diş Deposu ve Güney Diş Deposu’na gidiliyordu. Nadiren, yurt dışına giden tanıdıklarına malzeme siparişi verilirdi. 1970’lere doğru Yugoslavya göçmeni İsmet Aksoy (lakabı kambur) ilk diş deposunu açınca hekimler rahata kavuştu. Bu depo Heykel’den Setbaşı’na giderken solda, Foto Yıldız’ın üzerinde idi. Ardından Burhanettin Ayçetin de bir depo açtı. Çoğu ithal olan malzemelerden röntgen cihazı, film, sterilizatör gibi bazıları zor temin ediliyordu. Üstelik siyasi olaylar bazen ithalatı güçleştiriyordu. Örneğin 6-7 Eylül 1955 olaylarında, 1974’teki Kıbrıs Çıkarması’nı izleyen ambargo döneminde Bursa’daki diş hekimlerin malzeme darlığına düşmüşlerdi. Hem malzeme teminini daha kolay yapmak, hem de, henüz oda kurulmamış olduğu için meslektaşların haklarını korumak amacıyla Bursalı diş hekimleri 1973’te bir dernek kurdular: Bursa Diş Tabipleri Derneği. Bu tür dernekler diğer büyük kentlerde de vardı. Fahir Koman, Adil Onar, Maksut Yalçınkaya, Erol Aysan, Ahmet İyiyürek, Tevfik Hekimgil, Ali Güven, Zeki Bilir, Necdet Mutlu ve Nevin Keskin tarafından kurulan derneğin ilk yönetim kurulu Şadi Aytürk, Halit Artvinli, Lütfü Artuner, İsmail Özgörgen ve Erdem Güçyiğit’ten oluşmuştu.
(13) Derneğin mesele edindiği konulardan biri de sahte hekimlerle mücadeleydi. Bir gazete söyleşisinde sahte hekimlerin halk sorunu olmaktan başka, devlete yarım milyon liraya mal olan diş hekimlerini işlevsiz bıraktıklarından şikayet ediliyordu.(14) Diş Hekimleri Odası’nın 1986’da kurulmasından bir yıl sonra, işlevsiz hale geldiği gerekçesiyle dernek kendini feshetti, o tarihte 41 üyesi bulunmaktaydı. Diş hekimleri protez işlerini yaptırmak konusunda da zorluk çekiyorlardı. Bursa’da yeterli diş teknisyeninin olmadığı dönemlerde hekimler mecburen, İstanbul’dan düzenli olarak gelip işleri toplayan teknisyenlerle çalışırdı. Recep Aydoğdu 70’lerde kaplama (kron) ve damak protezlerin (hareketli protez) döküm işlerini İstanbul’dan gelen Hikmet Yanık’a verdiğini belirtmektedir.(15) 1950’den sonraki dönemde hekimlerin hatırladıkları, Bursa’da çalışan teknisyenler Seyfettin Coşkan ve Selahattin Ayçetin’dir.(16)
    
Soldan sağa: Burhanettin Ayçetin(diş tek., depocu), Dt. Feridun Balman, Selahattin Ayçetin(diş tek.) – Çakırhamam’da diş laboratuarında- 1947 (Dt. Ertan Ayçetin arşivi)

     Seyfettin Coşkan 1947’de Bulgaristan’da diş teknisyenliği diploması almış, 1950 göçüyle Türkiye’ye yerleşmiş ve uzun yıllar bu mesleği sürdürmüştür.(17) Oğlu İbrahim Coşkan, 1981’de Almanya’dan döndükten sonra baba mesleğini devralmış, diş teknisyenlerinin 1987’de kurdukları derneğin ilk başkanı olmuştur. (18)
          
          Diş teknisyenleri Seyfettin Coşkan ve oğlu  İbrahim Coşkan (sağda)
                        
Kaynak: (Crown Diş Laboratuvarı veb sayfası)

     Pek çok hekim yanına aldığı bir gence protez işlerini öğretiyor ve dişçi kalfası olmasını sağlıyordu. Bu gençler ayrıca muayenehanenin temizliği, malzeme tedariği, hastaların karşılanması gibi işleri de yapıyordu. Bu yüzden ilk dönemlerde hekimlerin yardımcıları genelde genç delikanlılardı.
(19) Günümüzde erkek yardımcı çalıştıran diş hekimi herhalde yoktur.

   Havayla çalışan döner başlıklar henüz kullanıma girmediği için ayakla basarak döndürülen aletler kullanılıyor. Bu da ayakta durmayı ve tek ayakla pedala basmayı gerektirdiği için hekimlerin çoğunda varis, bel fıtığı gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Hastanın ağzı havayla kurutulamadığı için puar denilen, ucuna ince boru tutturulmuş küçük, lastik balonlar kullanılıyor. Tek kullanımlık kağıt havluya geçmeye daha yıllar var, o yüzden koltuğun yanı başına uzunca bir keten bez rulo halinde asılmış. Hasta bezi biraz aşağı çekip ruloyu döndürüyor, kuru bir yer bulunca ağzını siliyor. Tek kullanımlık eldiven ve maske de henüz yok, bu yüzden Çetin Baykal’ın deyişiyle hekimler “beş parmak hastanın ağzına girerler ve dirseklerinden tükürük damlardı”. Eldiven ve maske kolay temin edilebilir hale geldiği dönemlere bazı hekimler bunlara alışmakta zorluk çekmiş, kanal tedavisi gibi bazı hassas tedavilerin çıplak elle daha iyi yapıldığı savunarak aynı yöntemle çalışmaya devam etmişler. Söyleşilerimiz sırasında her hastada eldiven değişildiğine inanmayan eski kuşak meslektaşlarımızla karşılaştık. Günümüz hekimleri için eldiven ve maskesiz çalışmak çıplakmış hissi uyandırır. Kan bulaşan yüzeyler kolonya, oksijenli su, arap sabunu, çamaşır suyu vb. kullanarak temizlenirdi. Cam enjektörler ise her sabah kaynatılarak sterilize edilirdi. Bir enjektör birden fazla sefer kullanıldığı için iğnesi zamanla körelir ve çok can yakardı. Bu yüzden hastalar sorun çıkaran dişlerini bir an önce çektirmek isterler, dolgu, kanal dolgusu ile kurtarılmasını fazla talep etmezlerdi. Diş çekimi çok yapıldığı için bunun sonucu olarak protez hastası da çoktu ama zorluklar o konuda da eksik değildi. Bırakın ağız içi tarayıcıları, henüz silikon esaslı ölçü maddeleri ve aljinatın bile olmadığı dönemlerde ağız alçısı kullanılırdı. Bu malzeme uzun sertleşme süresiyle hasta için zorlayıcıdır. Ağızdan çıkarırken esnemediği için asıl zorluk sertleşmiş alçıyı çekiçle kırarak ağızdan çıkarma sırasında yaşanır. Bunu da başardınız ve ufalanan tüm parçaları ağızdan çıkardınız diyelim, şimdi de bulmaca gibi parçaları birleştirip yapıştırmalısınız. Altın diş yaptırmak pek revaçtaydı. Her kesimden insan bu istekle gelir, bazısı bileziğini bırakıp bunun diş yapımında kullanılmasını isterdi. Hareketli protez yapımı günümüzdeki gibiydi. Ancak kaplama yöntemleri çok farklıydı. Dişi kaplamaya hazırlamak için yapılan küçültme işlemi düşük devirli döner aletlerle yapılırdı. Bu işlem sırasında dişin ısınmaması için suyla çalkalatma yapılırdı. Diş hazır hale gelince kuyumcudan alınan altın (tek diş için yaklaşık 2-2,5 gr) ısıtılması, çekiçlenerek yassı levha haline getirilmesi safhasına geçilirdi. Elde edilen levha altın, mengene sistemiyle çalışan Laminuvar adlı alete konulur, birkaç kez silindirlerin arasında geçirilerek istenen kalınlığa getirilir. Küçültülmüş dişin çevresi ölçülür, hazırlanan levha o boyutta kesilir ve lehimle birleştirilir. Böylece kaplamanın çeperi elde edilmiş olur. Kaplamanın okluzal yüzünü elde etmek için önce mum ve hazır kalıplar kullanılarak bir kopya yapılır. Ardından altın kullanarak döküm yapılır ve bu kopya altından imal edilmiş okluzal yüz haline dönüşür. Son aşama da okluzal yüz ile önceden yapılmış olan çeperin lehimle birleştirilmesidir. Kaplama bu yöntemle laboratuarda üretildikten sonra ağızdaki yerine takılmalıdır. Bunu yaparken kaplamayı diş üzerine oturtabilmek için keski ve çekiç kullanılır, eksik kalan küçük bölgeler oluşursa yine lehimle tamamlanır ve en son diş üzerine yapıştırılırdı.(20) Zor gibi gözükse de altının yumuşak, kolay işlenir bir metal olmasından dolayı pek çok hekim bu tür kaplamalar yapmaya alışıktı. Altın kaplamaya gücü yetmeyen hastalar çelik kaplama yaptırırdı. Vipla denilen bu malzeme estetik değildi ancak uzun  ömürlüydü.(21)

            Kaplama yapımında kullanılan laminuvar (solda) ve sharp (sağda) aletleri

    Dolgu malzemesi olarak uzun süredir meşhur olan amalgam çok kullanılanların başındaydı. Ön bölge dişlerine ise, estetik memnuniyeti düşük olsa da silikat dolgular yapılıyordu. 80’lerin başında kendiliğinden sertleşen kompozit dolgular, kısa süre sonra da ışıkla sertleşen kompozit dolgular çıkınca estetik seviyesi yükseldi. Yine 80’lerde kaplamalarda porselen kullanılması da önemli bir eşikti. Röntgen filmi banyosu en yakındaki fotoğrafçıya ücreti karşılığında yaptırılırdı..

    Diş hekimleri sabahları muayenehanelerine çok erken bir saatte gelirler ve kapıda bekleyen hastalarla karşılaşırlarmış. Zira köy ve kasabalarda diş hekimi olmadığı için köylüler mecburen şehir merkezine geliyorlardı. Bursa’nın doğusundaki ve kuzeyindeki köylerden gelenlerin son durağı olan Dörtyol ve Santral Garaj civarında çalışan hekimlerin köylü hastası    Diş hekimleri sabahları muayenehanelerine çok erken bir saatte gelirler ve kapıda bekleyen hastalarla karşılaşırlarmış. Zira köy ve kasabalarda diş hekimi olmadığı için köylüler mecburen şehir merkezine geliyorlardı. Bursa’nın doğusundaki ve kuzeyindeki köylerden gelenlerin son durağı olan Dörtyol ve Santral Garaj civarında çalışan hekimlerin köylü hastası çoktu. Aslında tüm hekimlerin hastası çoktu. Öyle ki hekimler yoğunluktan dolayı bakamayacakları hastaları diğer meslektaşlarına yönlendirirdi. Hastaların hekimlere saygısı büyüktü ve memnun edilmeleri de zor değildi. Köylüler hasat zamanı ödemek üzere borç yaparlar ve genelde borçlarına sadık davranırlardı. Bir hastanın borcunu ödememesi daha zordu zira Bursa’nın o zamanki nüfusu az olduğu için herkes birbirini tanırdı. Dt. Zeki Bilir “ilk zamanlar telefon bile yoktu, hastanın sadece hangi köyden olduğunu not eder ve açık hesap usulü çalışırdık” diyor.(22)

     Kamu Kesiminde Diş Hekimliği Hizmetleri

     Bursa Devlet Hastanesi kadrosunda 1926 yılında diş hekimi göremiyoruz. 1934’e gelindiğinde 6 diş hekimi kadroya dahil oldu. Çeşitli nedenlerle zaman içinde bu sayı azaldı, 1950-70 arasında Bursa Devlet Hastanesi’nde üç diş hekimi görev yapıyordu. Devlet Hastanesi’nin en eski hekimi olarak Ahmet Taşöz hatırlanıyor. 1978’de tam gün yasası çıkınca hekimler kamuda ya da serbest olarak çalışmak için seçim yapmak zorunda kaldılar. Bu yüzden kamuda çalışan diş hekimi sayısı azaldı. Ancak 1970’lerin sonlarında Devlet Hastanesi’nin diş hekimi kadrosu 12 kişiye kadar çıkmıştı. Bu dönemde Roksan Gürsoy, Mukbil Utkucu, Mehmet İlkörücü, Çağlayan Önder de Devlet Hastanesi’nde diş hekimi olarak görev yaptılar. Nuri Demirci 1977’de Devlet Hastanesi’nde göreve başladı. 1991’de Mimar Sinan Mahallesi’nde Bursa Diş Hastanesi açıldığında oraya kurucu başhekim olarak atandı.(23) Bu yeni diş hastanesinde, önceden Devlet Hastanesi’nde çalışmakta olan 15 diş hekimi görevlendirildi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Mümin Öztürk, Askeri Hastane’de de Osman Uygur ve Kenan Filoğlu, Dayıoğlu Hamamı karşısındaki Milli Eğitim Dispanseri’nde Mehmet Emin Okutman, Merinos Dispanseri’nde Cem Başağan isimleri aktarılan diş hekimleridir.(24)
    Kentimizde en eski kamu diş hastanesi 1972’de Duaçınarı’nda SSK Bursa Hastanesi’ne bağlı bir semt polikliniği olarak açıldı. Dt. Bülent Uğurel 1972-79 arasında burada çalıştı.(25) 1979’da açılan SSK’ya bağlı Pilot Sanayi dispanserinde de diş tedavileri yapılıyordu, burada görevli ilk hekim Dt. Recep Aydoğdu idi. 2015’te Nilüfer ilçesi Beşevler semtinde Nilüfer Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi açıldı.

Mimar Sinan Mahallesi’ndeki Diş Hastanesi’nin ilk yılları. Sağdan ikinci hekim Nuri Demirci
                                                       
(Dt. Nuri Demirci arşivi)

     Bursa’nın İlçelerinde Diş Hekimliği

    Bursa ilçelerinde tespit edebildiğimiz en eski diş hekimlerine 1929’da  MKPpaşa’da rastladık.(26)  Daha sonra 1953’te faal olan Avni Bayer ve M. Galip Özen’e rastlıyoruz. Bu hekimlerin iş yerleri Susurluk Caddesi’ndeydi.(27) 1986 yılında bu ilçemizde üç diş hekimi serbest olarak, bir diş hekimi de kamu kurumunda çalışıyordu. (28) 80’li, 90’lı yıllarda Mustafakemalpaşa’nın köylerinde diş çeken 30 kadar berber vardı. Bunlardan birkaç örnek vermek gerekirse Aliseydi köyünden Ramazan Satı, Demirdere köyünden Ahmet Tezcan ve Güllüce köyünden Hasan Angın’ı sayabiliriz. (29)
    Karacabey’den bildiğimiz en eski diş hekimi, 1956’da muayenehane açan Engin Arınel. Engin Hanım 2 sene çalıştıktan sonra Bursa’ya taşındı. Karacabey’in en eski diş teknisyeni olarak İzzet Çetinkaya hatırlanıyor.(30)
    Gemlik’in en çok hatırlanan eski hekimleri Sadi Ertür (1936-?) ve Ali Sami Arseven (1904-1975)’dir. Sadi Bey, Sunğipek fabrikasında çalışmış. Ali Sami Bey’in iş yeri Lise Caddesi’nde, Semerciler yokuşundaymış. Yukarıda verdiğimiz Etibba listelerinde 1933’te Gemlik’te faal görünen Ali Sami Bey ile aynı kişi olmalı. 1933’te iş yeri Semerciler’deymiş. Gemlik’te hatırlanan diğer diş hekimleri Osman Şiretoğlu (ö. 1982), Özcan Vural, Ümit Lostar, Peyami Çağlar, Mehmet Semerciler ve Doğan Aklaya. (31)
    Mudanya’nın en eski hekimi olarak Ziya Birkan’ın adı verildi. Ziya Bey Girit göçmeni bir aileye mensupmuş. 1940’lı yıllardan 1956’ya kadar, günümüzde Uğur Mumcu Kültür Merkezi olan kilisenin arka sokağında muayenehanesi varmış. (32)
 1977 yılında Niyazi Özdemir Bursa Devlet Hastanesi’nden ayrılıp Mudanya’da muayenehane açmış ve ilçenin kıdemli hekimlerinden olmuştur.(33)   
                                                    

Ziya Birkan’ın muayenehanesinin bulunduğu bina. Merdivenden girince bir taraf muayenehane, diğer taraf laboratuvarmış (Pertev Birkan arşivi)


    İnegöl’ün eski hekimlerinden İhsan Ünaldı ve Emin Saim Akıncı (1950-2025)’nın adlarını biliyoruz. İlk kadın hekim olarak Ferhunde Kurt hatırlanıyor. İhsan Bey önceden teknisyenmiş, sonradan diş hekimi olmuş. Muayenehanesi İnegöl’de Bedesten Sokak’taymış ki burası, Ermeni bir hekim ve onun yetiştirdiği kişiler sayesinde 100-150 yıldır diş tedavisi yapılan bir sokakmış.(34) İhsan Bey’in yeğeni Ferruh Ulusoy (1929-1996), İnegöl’de uzun süre diş teknisyenliği yaptı. Diğer eski diş teknisyenleri olarak Hüseyin Fidan, oğlu Bahattin Fidan, Halil Öz ve Bekir Çakmaklı’yı sayabiliriz.(35) Bahattin Bey, diş hekimi Ferhunde Hanım’ın yanında çalışmış. Bu ilçemizde 2009’da 51 diş üniti bulunan İnegöl Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi açıldı.

     Diş Hekimleri Odası’nın kurulması

    1953’ten sonra Bursa’da çalışan diş hekimleri Bursa-Bilecik Tabip Odalası’na kaydolmak zorundaydılar. 1985’te kabul edilen 3324 sayılı kanunla diş hekimlerine kendi örgütlerini kurma hakkı verildi. Bu gelişme üzerine oda kuruluşunda rol almak isteyen diş hekimleri, bağlı oldukları Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuru yaparak “diş hekimleri odası kurucu üyesi” sıfatını gösteren bir belge aldılar. Bu belgeyi alan diş hekimleri 8 Aralık 1985’te Heykel’deki Verem Savaş Merkez Dispanseri’nde, vali muavini Halit Tokullugil başkanlığında toplandılar. Yapılan seçimle oda “geçici yönetim kurulu” oluşturuldu.

   Oluşturulan geçici yönetim kurulu Bursa’da faaliyet gösteren tüm diş hekimlerine odaya kaydolmaları ve böylece kısa bir süre sonra yapılacak olan ilk olağan genel kurula katılabilmeleri için tebligatta bulundu.

                                 
              Bursa Diş Hekimleri Odası’nın kurulduğu toplantının haberi
                           
(Hakimiyet, 09.12.1985- Dt. Bülent Aktaş arşivi)

    8-9 Şubat 1986’da Bursa Diş Hekimleri Odası’nın ilk Olağan Genel Kurulu yine Verem Savaş Dispanseri salonunda yapıldı. Üyeler büyük gayretle çalışan geçici yönetim kuruluna güvendiler ve aynı kişiler odanın ilk Yönetim Kurulu’nu oluşturdular. Metin Bozkurt, oda kurulmadan önce Bülent Aktaş’ın Altıparmak çevresindeki hekimleri zaman zaman sohbet toplantılarına çağırdığını, mesleki konuları konuştuklarını, bu sebeple odanın kuruluş aşamasında Aktaş’ın başkanlığının doğal kabul gördüğünü anlatır.(36) Odanın kuruluşunda o dönemde Altıparmak civarında çalışan hekimler, Bülent Aktaş, Doğan Başöz, Hüsnü Öztürk, Metin Bozkurt ile Tayfun İrfan ve Tanju Pala’nın itici güç oldukları söylenebilir.
    Bursa Diş Hekimleri Odası’nın kuruluş sürecinin en önemli tanığı, kuşkusuz ilk başkan Dt. Bülent Aktaş’tır. Yaklaşık beş yıl oda başkanlığı yapan Aktaş, odanın kuruluşunda pek çok zorluk çekildiğini, odanın ilk faaliyetlerinin üyelere diş hekimliği malzemelerini sağlayacak bir kooperatif ile bir yapı kooperatifinin kurulması olduğunu anlattı. Ayrıca ilk zamanlar odanın kuruluşuna karşı çıkan meslektaşlarımız olduğunu, hatta Bursa Tabip Odası’nın da, önceden kendine bağlı olarak faaliyet gören diş hekimlerinin bu şekilde ayrı oda kurmalarına sıcak bakmadığını söyledi. Bu zorluklara karşın diş hekimlerinin ayrı bir meslek odasına sahip olmalarının elzem olduğunu belirtip, bazı ilçelerde tıp hekimlerinin ağız taraması yaptıklarını, Tabip Odası’nın sahte diş hekimleri ile mücadelede çok yetersiz kaldığını aktardı. Aktaş’a göre odanın kurulmasından sonra yerine getirdiği çok önemli bir görev de, mezuniyet sonrası eğitim programlarını yürütmeye başlamasıydı.
(37)
    Odanın kuruluş dönemi hakkında bilgisine başvurduğumuz Dr. Metin Bozkurt kuruluş aşamasında bazı meslektaşların güç kaybı olacağı gerekçesiyle oda kurulmasına sıcak bakmadıklarını doğruladı ve şunları ekledi: Diş hekimliği o yıllarda solo icra edilen bir meslekti. O nedenle diş hekimlerinin tabiplere oranla, sağlık yönetimi konusunda birikimleri yetersizdi. Ancak yasa gereği, Tabip Odalarının yönetiminde diş hekimlerine bir üyelik veriliyor, diş hekimliği sorunlarıyla da ilgilenilmiyordu. Bu yüzden ayrı bir oda, mesleğin ve halkın yararına olacaktı”.(38)

    Bursa Diş Hekimleri Odası’nın ikinci başkanı A. Kadir Dayıoğlu (ö. 2025)’dur. Kadir Bey Genel Kurul’da Lütfü Altuner ile yarışmış ve galip gelmiştir. Lütfü Altuner’in en büyük ideali Bursa’da bir uluslararası kongre düzenlemekti. Kadir Dayıoğlu ilk zamanlarda büyük zorluklar çektiklerini anlattı. Üye sayısı az olduğu için gelirler azdı ve bu yüzden pek çok işe mali kaynak bulmak için bizzat oda yöneticileri seferber oluyordu. Kadir Dayıoğlu’ndan sonra başkan seçilen Metin Bozkurt döneminde ise odanın kurumlaşması yönünde önemli adımlar atıldı. Oda, yeni satın alınan kendi mülküne taşındı, Bursa’da ilk defa uluslararası diş hekimliği kongresi düzenlendi (1998). Bunun yanında yeni başlatılmış olan ve her yıl kış aylarında yapılan Uludağ Sempozyumu’nun kurumsallaşması için çalışmalar yapıldı. Günümüze değin görev yapmış diğer oda başkanları şunlardır: Emel Coşkun (2008-2022), Ahmet Tunahan (2022-2024), Kerem Turgut Atasoy (2024-)
           
     Uludağ Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nin Kurulması
    
Bursa’da diş hekimliği fakültesi açılmasına ilişkin karar 1995’te Bakanlar Kurulu’nda alındı. Hekime başvuru sıklığı, hekim ihtiyacının belirlenmesinde başta gelen ölçütlerdendir. Buna göre, 1990’larda dahi ülkedeki diş hekimi sayısı yeterliydi. Dönemin oda başkanı Dr. Metin Bozkurt, Uludağ Üniversitesi rektörü Ayhan Kızıl ve Devlet Planlama Teşkilatı yetkilileriyle görüşerek, ihtiyaç fazlası hekimin kaynak israfına yol açacağı konusunda onları ikna etti. 2019’a kadar fakültenin açılmasına yönelik bir gelişme olmadı. 2019’da Yükseköğretim Kurulu bu fakülte bünyesinde dokuz anabilim dalının kurulmasını onaylayınca süreç yeniden başladı. Aynı tarihte Prof. Dr. Halil Sağlam kurucu dekan olarak atandı ve 2020-2021 eğitim-öğretim döneminde 62 öğrenci ile lisans eğitimine başladı. Sağlık Bakanlığı ile imzalanan protokol sayesinde Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, fakültenin hastanesi statüsü kazanmıştı. Öğrencilerin kullanabileceği preklinik laboratuvarı ise 2023’te hizmete girdi. Fakültenin kendi binasının inşaatı 2022’de başlamış ve halen sürmektedir.   
 
            Bursa’da Düzenlenen Diş Hekimliği Kongreleri
            1986’da diş hekimleri odalarının çatı kurumu olarak Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) de kurulmuştu. Yurt genelindeki diş hekimlerinin katılımıyla düzenlenen TDB kongrelerinin ilki 1992’de yapıldı. Yılda bir yapılan bu kongrelerin beşincisi 1998’de Bursa’da düzenlendi. Dönemin oda başkanı Dr. Metin Bozkurt kongreyi şöyle anlattı: Kongreyi yapabilmemiz için Buttim yakınındaki fuar alanı düşünülmüştü ve kongre tarihine kadar bitirilecekti. Ancak yetişmedi. Bunun üzerine dönemin Büyükşehir Belediye başkanı Erdem Saker ile görüştüm ve planlanan kongrenin Bursa’da yapılacak ilk uluslararası düzeyde toplantı olduğunu anlattım. Erdem Bey ikna oldu ve belediye Kültürpark içindeki nikah salonunu ücretsiz bize tahsis etti ki, bu binada her kongrede yapıldığı şekliyle diş hekimliği alet ve makinelerinin tanıtımı ve satışı yapıldı. Arkeoloji Müzesi de yine ücretsiz olarak toplantı salonunu verdi. O tarihte BUSİAD başkanı Erol Türkün idi, BUSİAD da kendi binasındaki salonu çok düşük bir ücret karşılığında verdi. Altın Ceylan tesisinde de iki salonu düşük bir ücretle kullanabildik. Kongre öncesinde yapılan Meslek Sorunları Sempozyumu Uludağ’daki sanatoryumda yapıldı. O tesis o dönemde Uludağ Üniversitesi’nin kullanımındaydı. Toplantı salonu için ücret almadılar, katılımcıların konaklaması da düşük bir bedel karşılığında mümkün olabildi. Erdem Bey kongrenin açılışında şöyle konuşmuştu: ‘Bu kongre kentimiz için o kadar önemli ki, taksi şöföründen lokantasına, havlucusundan ayakkabı tamircisine kadar her kesime hareket getirir ve kentin entelektüel seviyesini yukarı çeker’. Kongre süresince hekimler için kurs düzenlenmedi ama poster ve sözlü bildiriler vardı”.(39)
     Bu kongrenin değişik bir yönü vardı. Bursa Diş Hastanesi ile iş birliği yapılarak hastanenin ameliyathanesi ve bir kliniğine video yayın sistemi kuruldu. Gömülü 20 yaş dişi çekim operasyonu, çene kemikleri aşırı erimiş bir hastaya tam damak protez yapımı gibi zor vakalar buradan yapılan video yayınıyla kongre katılımcısı hekimleri izlettirildi.(40) Kongrenin yapıldığı tarihe kadar Bursa Diş Hekimleri Odası Altıparmak’taki dar bir apartman dairesinde (Altıparmak Cad. No 37), zor şartlarda hizmet veriyordu. Kongreden elde edilen gelirle Şehreküstü’nde (Aktarhüssam Mahallesi, Değirmen Sokak) hizmetlerin daha rahat yürütülebileceği geniş bir mülk alındı.(41) 
     2010 yılında, 17. TDB Kongresi yine Bursa’da düzenlendi. Bu, Merinos fabrikasının yeniden düzenlenerek kongre ve kültür merkezi olarak açılmasının ardından yapılan ilk uluslararası etkinlikti.

                                1998 ve 2010 TDB kongrelerinin afişleri


    Bitirirken
    Ülkemizin büyük kentlerinden olan Bursa’da toplumun eğitimli kesiminde yer alan diş hekimleri, ülke meselelerine, siyasete ilgi duymuş, yer aldıkları cemiyetlerle kentte yapılan hayırseverlik işlerine katkıda bulunmuşlardır. Adil Onar, stadyum ve Devlet Hastanesi yapımına, Recep Aydoğdu, Kızılay Polikliniği yapımına katkıda bulundular. Edip Rüştü Akyürek 1942’de Bursa belediye başkanı seçildi ve bu görevi dört yıl yürüttü. 1961’de Cumhuriyet Halk Partisi’nden 12. Dönem (1961-1965) Bursa milletvekili seçildi. Gemlikli diş hekimi Ali Sami Arseven de, Edip Bey’le aynı  dönemde, 1942-46 arasında Gemlik belediye başkanıydı. 1940’larda Bursa’da çalışmış Ahmet Hamdi Yiğit, 1994-99 arasında Büyükşehir Belediye başkanlığı yapmış olan Erdem Saker’in yakın akrabasıydı. Diş hekimliği yanında belediye başkanlığı yapmaya çok yaklaşmış başka biri, 2004’te Nilüfer Belediye başkanlığını 3137 oy farkıyla Mustafa Bozbey’e kaptıran Dt. Tahsin Bulut (1961-2025) idi. Dt. Mustafa Ertuğrul Ünlü ise 1983-87 arasında Anavatan Partisi’nden Bursa milletvekilliği yaptı.
                                                                                                                22.11.2025


KAYNAKÇA

Alkan, Fikret, “Geçmişten Günümüze Bursa’da Diş Hekimliği”, Bursa Günlüğü sayı 21 (2023): 84-87.

Aydoğdu, Recep, “İnegöl’de Diş Hekimliği” içinde, Bursa Sağlık Tarihi, (ed.) C. İrgil vd., Bursa Büyükşehir Belediyesi yayını, 2 cilt, 2017.

Basmacıoğlu, Şemi, Mustafakemalpaşa Kılavuzu, 1953, Yeni Ufuk yayınevi.

Çubukçu, Bayhan, “Cumhuriyetin 10. Yılında Bursa İli Merkez ve İlçelerinde Çalışan Doktor, Diş Doktoru, Dişçi ve Eczacılar”, Bursa Araştırmaları- Kent Tarihi ve Kültürü Dergisi 6 (2004): 6-9.

Erdönmez, Ahmet, “Bursalı Diş Hekimi Halil Zor”, Şehrengiz Sayı 6 (2010): 22-23.

Özdemir, Nezaket, “Çalışmaya Adanmış Bir Ömür: Dt. Hüsniye Bilsen”, Şehrengiz sayı 11 (2012): 69-79.

Özlü, Zeynel, “Halk Hekimliğinden Diş Hekimliğine:  19. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nde Dişçilik Mesleği  (Erbâb-ı Esnân)”, Belleten, Cilt 77 Sayı 279 (2013): 671-712.

Şimşek, Kekil (ed.), Mustafakemalpaşa Belde ve Köylerinde Yaşam, 2 cilt, Mustafakemalpaşa Belediyesi yayını, 2018.

Şenpamukçu, İsmail Hakkı, Mustafakemalpaşa’nın 2000 Yıllık Tarihi, Ataeli basımevi, 1986.

NOTLAR
(1) 1324/1906 Hüdavendigar Salnamesi, s. 275.
(2) Hekimlerin adları K. Ohanian, Aleksandros Paleologos ve B. Papazian’dır (Annuaire Oriental du Commerce de l’Industrie de l’Administration et de la Magistrature, Constatinople: Cervanti Frères, 1908, s. 555).

(3) Çubukçu, s. 9.
(4) Gazete ilanında “belediye bahçesi karşısında” şeklinde tarif edilmiş (Bursa Sesleri gazetesi, 11.09.1936, s. 14). Belediye bahçesi ile Romans Çay Bahçesi kastedilmiş olmalı.
(5) Çubukçu, s. 7.
(6) Erdönmez, s. 23

(7) Dt. Recep Aydoğdu, “1977-2000 Yıllarında Bir Diş Hekimi Gözüyle Bursa’da Meslek Yaşamı” (https://www.bursadakultur.org/SSK_dis_hastanesi.htm)
(8) Torunu İnci Yiğit Özütemiz ile görüşme, 24.09.2025.
(9) Kızı Özen Hekimgil Özeken ile 04.10.2010’da Sibel Gök’ün yaptığı söyleşi (https://dspace.bisav.org.tr/items/26b6210b-6a1d-4d92-8550-39c25b7ffe52)
(10) 13.04.1968 tarihli Milliyet gazetesinin 9. sayfasında ilginç bir habere rastladık: “Diş hekimi Yücel Aktan hastalarından bir genç kızın beğenmediği sağlam bir dişini diğer bir hastasının çürük dişinin yerine takmıştır”. Bu haberin doğru olması pek mümkün gözükmüyor.
(11) 12.03.2024’te kendisiyle yapılan yazışma
(12) Özdemir, s. 76.
(13) Hakimiyet, 02.06.1973, s. 6.
(14) Hakimiyet, 02.06.1973, s. 6.
(15) Dt. Recep Aydoğdu, “1977-2000 Yıllarında Bir Diş Hekimi Gözüyle Bursa’da Meslek Yaşamı” (https://www.bursadakultur.org/SSK_dis_hastanesi.htm)
(16) Dt. Cem İldoğan ile yüz yüze görüşme, 27.11.2008.
(17) Crown Diş Laboratuvarı, veb sayfası (https://www.crownlabor.com/laboratuvarimiz)
(18) Derneğin ilk yönetiminde Mesut Gültekin, İsmail Biçer, Hüseyin Süral, Nejat Türkmen, Enver Kaş ve Muharrem Gül yer almıştı (Bursa Hakimiyet, 12.02.1987, s. 1).
(19) Dt. Cem İldoğan ile yüz yüze görüşme, 27.11.2008.
(20) Dt. Recep Aydoğdu ile yüz yüze görüşme, 09.10.2024.
(21) Dr. Metin Bozkurt ile yüz yüze görüşme, 10.03.2009.
(22) Dt. Zeki Bilir ile yüz yüze görüşme, 01.11.2008.
(23) Dt. Nuri Demirci ile görüşme, 23.09.2025.
(24) Dt. Recep Aydoğdu ile yüz yüze görüşme, 09.10.2024.
(25) Dt. Bülent Uğurel ile yüz yüze görüşme, 02.10.2025.
(26) Şenpamukçu, s. 255.
(27) Basmacıoğlu, s. 13. O zamanki Susurluk Caddesi, günümüzdeki Balıkesir Caddesi olmalı.
(28) Şenpamukçu, s. 451.
(29) Şimşek, 1. cilt, s. 39, 148, 233, 248.
(30) Fethi Tiryaki ile görüşme: 20.09.2025.
(31) Reyhan Çorum il görüşme, 29.08.2025.
(32) Zehra. N. Biricik ile görüşme, 20.09.2025.
(33) Dt. Nuri Demirci ile görüşme, 23.09.2025.
(34) İlknur Akıncı ile görüşme, 18.09.2025.
(35) Aydoğdu, s. 940; Turhan Şahin ile görüşme, 18.09.2025.
(36) Dr. Metin Bozkurt ile yüz yüze görüşme, 10.03.2009.
(37)  Dt. Bülent Aktaş ile yüz yüze görüşme, 03.12.2008.
(38)  Dr. Metin Bozkurt ile yüz yüze görüşme, 30.09.2025.
(39) Dr. Metin Bozkurt ile yüz yüze görüşme, 30.09.2025.
(40) Dt Nuri Demirci ile görüşme 23.09.2025.
(41) Dt. Haluk Köse ile görüşme, 22.09.2025.
     

Bu sitenin son güncelleştirilme tarihi 09/12/25